Sağlık Bakanı Yardımcısı Dr. Birinci sağlıkta dijitalleşmenin etkisini anlattı
9367,77%3,72
34,49% 0,09
36,24% -0,28
2961,76% 0,91
4956,37% 0,55
Üsküdar Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde Üniversite Kültürü dersi kapsamında ‘Ulusal Sağlık Bilişimi Sistemimiz’ konulu bir etkinlik düzenlendi. Çevrimiçi düzenlenen etkinlikte Sağlık Bakanı Yardımcısı Dr. Şuayıp Birinci yaptığı sunumla son 20 yılda dijitalleşmenin etkisiyle sağlık hizmetlerinin geldiği noktayı değerlendirdi
İSTANBUL (İGFA) - Üsküdar Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğr. Gör. Dr. Cengiz Gül’ün moderatörlüğünde gerçekleşen etkinliğe, Üsküdar Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Haydar Sur, öğretim görevlileri ve Tıp Fakültesi öğrencileri katıldı. Çevrimiçi düzenlenen etkinlik, ‘Ulusal Sağlık Bilişimi Sistemimiz’ konulu etkinlik, Sağlık Bakanı Yardımcısı Dr. Şuayıp Birinci’nin katılımıyla gerçekleşti.
YOĞUN BAKIM YATAK SAYISI EN YÜKSEK ÜLKE TÜRKİYE
Hastane sayısının azlığı ve var olan hastanelerin eskiliğine değinerek sözlerine başlayan Sağlık Bakanı Yardımcısı Dr. Şuayıp Birinci, “Hastane sayımız yüzde 35 arttı, hastane yaşı da 49’dan 13’e düştü. Son 15 yılda 120 bine yakın yatak eklendi. Kamuda yoğun bakımları 28 kat arttırdık. Dünyada nüfus başına yoğun bakım yatak sayısı en yüksek ülke Türkiye. Bunun için pandemide hiç kimse yataksız kalmadı.” dedi.
Sağlık sektöründe harcanan paraya göre dünyada memnuniyetin en yüksek ülkenin Türkiye olduğunu aktaran Dr. Birinci, “Bu veri sağlıktaki harcamanın ne kadar nitelikli bir şekilde kullanıldığını ortaya koyuyor.” dedi.
Sağlık hizmetinin sürekli değişen unsurlarının varlığı nedeniyle sistemi sürekli yenilemek gerektiğini sözlerine ekleyen Birinci, “Beklentiler de başka bir yere gidiyor ama değişmeyen bir şey var; yaşlılık, kronik hastalık oranı artıyor. Sistemi güçlendirecek en büyük aracımız teknoloji.” ifadelerin kullandı.
20 yıl önce Ağrı ve Ankara arasındaki nüfusa oranla 13 kat hekim farkı bulunduğunu, bugün o farkın 2 kata kadar düştüğünü dile getiren Dr. Şuayıp Birinci; eldeki bu tarz verilerin ancak dijitalleştirerek oluşturulabileceğini söyledi. 2004 yılında ‘Türkiye Sağlık Bilgi Sistemi Eylem Planı’ oluşturulduğunu hatırlatan Birinci, “Bu girişim bugün için basit bir eylem olsa da o gün için ihtiyacı karşılayan bir doküman olarak değerlendirilebilir. Ardından oluşturulan ulusal sağlık sözlüğü de en önemli yapı taşlarından biri. E-Nabız gibi bir sistem ve Merkezi Hekim Randevu Sistemi kuruldu. MHRS Londra’da en iyi proje seçildi ve hala bu kadar büyük bir proje yok. İlaç takip sistemi de dünyadaki en değerli uygulamalardan biri. Ulusal bazda ve sağlık sistemleriyle entegre kullanılabilen tek takip sistemi. 10 bin kayıtlı ilaç türü, 19 milyar kayıtlı kutu sayısı var. Günlük işlem sayısı 79 milyon ve yaklaşık 27 bin eczane bu sistemi kullanıyor.” diye konuştu.
Öncelikle İstanbul hastaneleri arasında başlatılan ve daha sonra tüm Türkiye’de kullanıma açılan e-nabız sisteminin amacının bireyleri doğru hastanelere yönlendirmek olduğunu kaydeden Sağlık Bakanı Yardımcısı Dr. Şuayıp Birinci, “İstanbul’da her gün 500 binin üzerinde hasta yakını trafiğe çıkıyordu. Herkesin merkezi yere gelme ihtiyacı olmamalı diyerek, nerede olursa olsun ilgili branşlara erişebilmesi için mücadele verdik. Hastadan sağlık yöneticilerine kadar herkes kendine ait datalara ulaşabilsin diye elektronik sağlık kaydı sistemi kurduk. Dünyadan farkımız bu noktada ortaya çıkıyor. Herkes sağlık verisi topluyor, biz verinin geçirdiği bütün süreci kayıt altına aldığımız için hem sağlık hem yönetimsel bilgi topluyoruz.” şeklinde konuştu.
“E-NABIZ PROJESİ DÜNYAYA ÖRNEK GÖSTERİLDİ”
E-nabız sisteminin bugün 72 milyon kullanıcısı olduğu, 4.9 milyar giriş yapıldığı ve sistem üzerinden 14.5 milyon organ bağışı yapıldığı bilgisini paylaşan Birinci, “Farklı sistemler birlikte çalışıyor. Yabancı birine anlattığımızda bunu nasıl başardığımız sorusu ile karşılaşıyoruz. Dünyada bir örneği bulunmuyor. Bütün sağlık kurumlarındaki verilere erişilebiliyor.” dedi.
Hasta yakınlarının bilgilendirilmesi konusunda da e-nabız sisteminin kullanılabildiğini belirten Birinci, “Bunu bir batılıya anlatmakta zorlanıyorsunuz. Aile bireyleri aracılığıyla sağlık verisine bakan bir kitle oluştu. E-nabız projesi dünyaya örnek gösterildi.” ifadelerini kullandı.
“TEKNOLOJİ HAYATIMIZA DOKUNUYOR”
Yapay zeka teknolojilerinin sağlık alanında kullanıldığını kaydeden Dr. Birinci, “Yapay zeka sayesinde erken tanı oranını yüzde 50’nin üzerine çıkarmış durumdayız. Eskiden meme kanserine yakalanan kadınların yüzde 20’sine 4. veya 5. seviyede teşhis konabiliyordu. Şimdi ise sadece 200 kadından 1’i 4. veya 5. seviyede teşhis ediliyor. Hepsini çok daha önce yakalıyoruz. Bunları teknolojinin hayatımıza dokunduğunu göstermek için söylüyorum.” dedi.