Kerkük'te Türkmenler ve terör örgütü PKK/YPG unsurları arasında gerçekleşen çatışmalar hızlı şekilde devam ederken bölgedeki gerginlik de ciddi şekilde tırmanıyor. Her iki unsurun da bölgenin asli unsuru olan İran ve Türkiye için özel anlam ifade ediyor olması çatışmaları dikkatle izlemeyi mecbur kılıyor. Dr. Barış Adıbelli bölgedeki gerginliği yorumladı.
Oğuzhan Osman BİLGİN - Herkes Duysun / BURSA (İGFA) - Kerkük’te Türkmenler ve terör örgütü PKK/YPG arasındaki çatışmalar devam ediyor. Son günlerde hızla tırmanan gerginliğin Türkiye’yi de yakından ilgilendiriyor olması basının da dikkatini bu yöne çekiyor.
Peki Kerkük’te ne yaşanıyor, niçin yaşanıyor?
Dr. Barış Adıbelli bölgedeki karışıklığı Herkes Duysun için değerlendirdi.
“BİNA DEVRİ ADI ALTINDA ETNİK BİR TEMİZLİK YAŞANABİLİR”
Kerkük'te yaşanan gelişmeleri tek başına ele almanın çok doğru olmayacağını vurgulayan Adıbelli, bu gelişmeleri Suriye'de yaşanan son çatışmalarla birlikte yorumlamanın daha sağlık olacağının altını çizdi ve “Irak'taki merkezi yönetimin bina devri adı altında kuzeydeki kürt yönetimini güçlendiren nitelikte hamleler atıyor olması, Kerkük'te bölgenin asli unsuru olan Türkmenlerin ve Arapların ciddi tepkisini çekti. Yaşanan bu gerilimin tırmanması ve çözüme ulaşılamaması halinde Irak'ta bu meselenin bir etnik ve hatta mezhepsel çatışmaya dönüşmesi tehdidi de önümüzde duruyor." dedi.
“ÇATIŞMALAR PKK'NIN ARADIĞI BİR FIRSAT”
Bölgede yaşanan çatışmaların PKK terör örgütü için bulunmaz bir fırsat olduğunu vurgulayan Dr. Adıbelli, "Gerilimin tırmanması halinde PKK terör örgütünün de Barzani'nin peşmergeleri ile aynı safta yer alacağını ön görmek çok da şaşırıtıcı olmaz. Çatışmaların hemen yanı başında Suriye'de de devam eden Arap aşiretleri ve Kürtler arasında yaşanan gerilimin bölgede bir Arap-Kürt ayrılığı yaratarak Suriye özelinde de kalıcı bir bölünmenin yapı taşlarını atmaya yönelik adımlar olduğuna dair güçlü işaretler var. Terör örgütüyle çatışan Arap aşiretlerinin ise sahaya Esad tarafından mı yoksa farklı bir güç tarafından mı sürüldüğü henüz gizemini koruyan bir konu.” ifadelerini kullandı.
“TÜRKİYE ÇATIŞMALARA GEREKEN CEVABI VERDİ”
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın Irak ve İran'a gerçekleştirmiş olduğu ziyaretlerin önemine de değinen Adıbelli, “Fidan en kritik yerde, Tahran'da çatışmalara dair net bir cevap verdi.”
Adıbelli Fidan'ın açıklamasında Kerkük'ün, Türkler için tarihi ve kadim bir merkez olduğu, yaşanan olayların yakından takip edildiğini ve bölgede terör örgütü ve uzantılarına Irak Devleti tarafından imkan tanınmaması gerektiğinin altını çizdi.
“ETNİK VE MEZHEPSEL ÇATIŞMA FIRSATINI KOLLAYANLAR VAR”
Yaşanan bina devrinin sulh yolu ile pek tabii çözülebilecek bir durum olduğunu vurgulayan Adıbelli, bu çatışmaların daha farklı bir anlam taşıdığını, konu hakkında yapılan yorumların bir el tarafından mezhepsel bir çatışmanın kıvılcımının ateşlenmesi olarak yorumlanabileceğini vurguladı. Bölgede taşları yerinden oynatıp farklı bir düzene geçilmesini savunan bir el olduğunun altını çizdi.
“ABD'NİN AMACI BÖLGEDE GÜÇLÜ BİR KÜRT DEVLETİ KURMAK”
Bu çatışmaların bir farklı yorumu olarak da ABD ve Suriye Demokratik Güçleri'nin bağımsız kürt devletini kurma sürecini hızlandırma niteliği taşıdığının altını çizen Adıbelli, “Amerika, Irak’tan başlayan ve diğer ucu Suriye'nin kıyı şeridine kadar uzanan bağımsız bir kürt devletini kurmak ve petrolü de bu kıyı limanlarından dünya pazarına taşımak amacında.” dedi.
ABD'nin daha önce müdahale ettiği tüm ülkelerde de istikrarsız ve yönetilmesi mümkün olmayan yapılar bıraktığının altını çizen Adıbelli, Irak ve Suriye'de olduğu gibi Afganistan’da da benzeri bir süreç yaşandığını, Taliban yönetimi ile ilgili de orta ve uzun vadede ABD'nin henüz planının tam olarak ortaya çıkmadığını söyledi.