Karagöz; “CHP’li Belediyelere Dil Uzatmadan Önce Kendi Skandallarınızın Hesabını Verin”

Karagöz; "Görevlerinden el çektirilen AKP’li Belediye Başkanlarına tek bir soruşturma açılmıyor, yüzlerce iddia sümen altı ediliyor. İşte tüm bunlar yaşanırken utancından sessizce oturması gerekenlerin, gerçeği yansıtmayan iftiralarla siyaset kurumunun itibarını zedelemesi kabul edilemez" dedi.  

Cumhuriyet Halk Partisi Amasya Milletvekili Reşat Karagöz yaptığı açıklamada; "Geçtiğimiz günlerde AKP çevrelerinden Cumhuriyet Halk Partili belediyelere yöneltilen haksız ve temelsiz eleştirileri şaşkınlıkla takip ettim. Bu çevrelere tavsiyem, halkçı belediyeciliğe dil uzatmadan önce kendi yönettikleri şehirlerdeki yolsuzlukların, skandalların ve Ankara’nın parsel parsel satıldığı utanç döneminin hesabını vermekle meşgul olmalarıdır. Türkiye’nin dört bir yanında, ekonomik zorluklara, derinleşen yoksulluğa ve merkezi idarenin tüm engellemelerine rağmen ayakta duran bir yerel yönetim anlayışı var: Halkın derdine derman olmayı, emeği ve adaleti esas alan Cumhuriyet Halk Partisi belediyeciliği" ifadelerini kullandı.

 Açıklamasında İktidarı eleştiren Vekil Karagöz; "23 yıldır ülkeyi yöneten iktidar, Türkiye’yi bir yoksulluk düzenine mahkum etti. Her gün biraz daha büyüyen ekonomik kriz, açlık sınırının altına itilen milyonlar, gençlerin umudunu tüketen işsizlik, siftahsız dükkanını kapatan esnaf, girdi maliyetleri altında ezilen çiftçilerimiz bu iktidarın eseridir. Ülkenin kaynakları, halkın alın teriyle biriktirdiği değerler göz göre göre bir avuç azınlığa teslim edilmiştir. Kendi donemlerinde yasanan skandallarin utancını gizlemek için Cumhuriyet Halk Partisi’nin halkçı belediyecilik anlayışına laf yetiştirenler maalesef bu ülkenin gerçeklerinden çok uzaktadır. Halkın malı olan arsalar, yeşil alanlar, parklar plan değişiklikleriyle birilerine servet kapısı yapılırken; bugün kalkıp CHP’li belediyelere ders vermeye çalışanlar o düzenin sessiz tanıklarıdır" dedi. 

"Cumhuriyet Halk Partili belediyeler, göreve geldikleri ilk günden itibaren şatafatı değil emeği, gösterişi değil üretimi, sözü değil icraatı tercih ederek vatandaşın kalbine dokunan bir yönetim anlayışını hayata geçirdi" diyen Karagöz  “Çünkü biz biliyoruz ki belediyecilik sadece yol yapmak, bina dikmek ya da tabela asmak değildir; belediyecilik, en zor zamanlarda yurttaşının elini tutmak, adalet duygusunu korumak ve kimseyi ayırmadan hizmet etmektir. Cumhuriyet Halk Partili belediyeler, devraldıkları ağır borç yüklerine rağmen kaynaklarını halkın yararına kullandı. İsrafı bitirip tasarrufu başlattı, her kuruşu halkın refahına dönüştürdü. Bugün binlerce üniversite öğrencisine barınma imkanı sağlayan, dar gelirliye kent lokantalarında ucuz ve nitelikli yemek sunan, açtığı kreşlerle çocuklara güvenli bir eğitim ortamı yaratan, evde bakım hizmetleriyle yaşlı ve engelli vatandaşlara ulaşan bir belediyecilik anlayışından söz ediyoruz. Kitap fuarları, kültürel etkinlikler ve halk kart uygulamalarıyla sosyal yaşamı canlandıran, geçim sıkıntısı yaşayan yurttaşların yükünü hafifleten belediyelerimiz yalnızca altyapı değil, insan hayatına dokunan bir değer üretmektedir. Ekonomik krizin, yüksek enflasyonun ve daralan belediye bütçelerinin ortasında bile belediyelerimiz dayanışmayı büyütüyor. Her biri, halkı için nelerin başarılabileceğini gösteren birer umut ışığına dönüşüyor. Cumhuriyet Halk Partili belediyelerimiz kimseyi ayırmadan; oy verene de vermeyene de eşit, adil ve insanca hizmet götürmeye devam ediyor.

Ancak gösterdiğimiz bu başarı, belli ki 23 yıldır halkı unutan iktidar sahiplerini rahatsız ediyor. Cumhuriyet Halk Partili belediye başkanlarımız asılsız iddialarla, hukuksuz soruşturmalarla ve karanlık kumpaslarla hedef alınmak isteniyor. Halkın parasını yandaşa değil vatandaşa aktaran, yolsuzluğa geçit vermeyen, israfa son veren, Türkiye’ye yeniden umut olan belediye başkanlarımız; iftiralarla, manipülasyonlarla ve yargı sopasıyla sindirilmeye çalışılıyor. Milli iradeyi hiçe sayan kayyum atamalarıyla halkın seçme hakkına gölge düşürülüyor; seçilmiş başkanlar insan onuruna yakışmayan yöntemlerle hapis tutuluyor.

 Fakat “metal yorgunluğu” bahanesiyle görevlerinden el çektirilen AKP’li belediye başkanlarına tek bir soruşturma açılmıyor, yüzlerce iddia sümen altı ediliyor. İşte tüm bunlar yaşanırken utancından sessizce oturması gerekenlerin, gerçeği yansıtmayan iftiralarla siyaset kurumunun itibarını zedelemesi kabul edilemez. Türkiye’yi bu karanlığın ortasına itenler iyi bilmelidir ki, ne kadar baskı kurulursa kurulsun halkın iradesine diz çöktürmeye kimsenin gücü yetmeyecektir. Bu ülkede dürüstlük, şeffaflık ve halkçı hizmet anlayışı suç değil; onurdur. Biz, o onurun yanındayız; o mücadelenin arkasındayız. Her yol arkadaşımız, halktan aldığı emaneti korumak için dimdik ayakta durmaktadır. Biz biliyoruz ki tarih, Ankara’yı parsel parsel satanları ve onlara çanak tutanları değil, halk için ter dökenleri yazacaktır. Cumhuriyet Halk Partisi’nin yerel yönetim anlayışı, bu ülkenin geleceği için bir umut ışığıdır. Bizim için belediyecilik bir siyasi rekabet değil; insana, kente, doğaya hizmet yarışıdır. Ve biz, bu ülkenin her sokağında, her köyünde, her mahallesinde aynı kararlılıkla söylüyoruz: Cumhuriyet Halk Partisi, bu topraklarda umudu yeşertmeye, üretmeye ve halk için çalışmaya devam edecektir” diyerek açıklamasını noktaladı.