10145,48%-1,27
39,98% 0,30
47,02% 0,11
4255,16% -0,44
6806,93% 0,00
Şenol, Faruk Kaplan ile ilgili açıklamalarına verilen cevabın meseleyi kişiselleştirirerek nezaketsiz ve küçümseyici ifadelerle kamuoyunun dikkatini dağıtmak olduğunu belirterek yaptığı yazılı açıklamada; " Geçtiğimiz günlerde yaptığım açıklamada, Merzifon’da bazı önemli kamu görevlerinin hep aynı kişilerde toplanmasının temsilde adaleti zedelediğine dikkat çektim. Amacım kişileri hedef almak değil, daha şeffaf, daha dengeli bir yönetim anlayışı çağrısı yapmaktı.
Faruk Bey açıklamasında “Bu görevlerden para kazanmıyorum” diyor. Ama mesele para değil. Mesele, karar gücünün aynı kişilerde toplanması. Mesele, yetki paylaşımının olmaması. Mesele, Merzifon’un farklı kesimlerinin dışarıda bırakılmasıdır. Kamusal görevlerde maddi kazanç değil, gücün paylaşımı esastır. Yetkinin tek elde toplanması, en yetenekli insanları bile yozlaştırır.
Ayrıca “salça olmayın, maydanoz olmayın” gibi ifadelerle eleştiriyi küçümsemek, siyaset diline yakışmaz. Eleştiriye açık olmak başka, kişisel sataşmayla cevap vermek başka şeydir. Ben bu yola, kimseyle kavga etmek için değil; Merzifon’a daha adil, katılımcı ve denetlenebilir bir yönetim anlayışı kazandırmak için çıktım. Görev almak isteyen herkesin önce bu anlayışa inanması gerekir. Çoğulculuk olmadan adalet olmaz. Denetim olmadan güven oluşmaz. Aynı yüzler değil, farklı sesler olmalı" ifadelerini kullandı.
"Benim sözüm nettir" diyen Mustafa Şenol'un açıklamasının devamında şu ifadeler yer aldı; "Kendi çıkarı için değil, Merzifon için konuşan herkesin yanındayım. Sorulara cevap verilmeyip kişisel sözlerle geçiştiriliyorsa, bu da halkın dikkatle izlemesi gereken bir durumdur.
Eğer bir şehirde karar alma mekanizmalarında hep aynı isimler yer alıyorsa, bu durum sağlıklı değildir. Bu kadar yetkinin dar bir çevrede toplanması, halkın tamamını temsil eden bir yapı oluşturmaz. Bu, yönetim etiği açısından ciddi bir problemdir. Bugün sadece Faruk Kaplan değil, mevcut Belediye Başkanı da aynı yaklaşımı sürdürüyor. Belediye Başkanı, hem belediyeyi yönetiyor, hem de Kent Konseyi Başkanlığı görevini üstleniyor.
Yani halk adına öneri ve denetim yapması gereken bir kurulun başkanı, doğrudan yürütmenin başı. Bu açık bir çelişkidir. Denetim ile yönetim birbirine karıştırılırsa, halkın sesi yönetim masasının altında kalır Ve şunu unutmayalım: Toplumların en büyük çöküşü, iyi niyetlilerin eleştiriden rahatsız olduğu an başlar"