ÇERKEZKÖY / TBA - TÜRK İŞ Konfederasyonu Tekirdağ İl Başkanı ve TÜRK METAL Sendikası Çerkezköy Şube Başkanı Murat Koçak; Gazze’ye yönelik düzenlenen saldırılar ve İsrail’in insan haklarını ayaklar altına alan politikaları dolayısıyla bir kınama mesajı yayımladı.
TÜRK İŞ Konfederasyonu Tekirdağ İl Başkanı ve TÜRK METAL Sendikası Çerkezköy Şube Başkanı Murat Koçak; İsrail’in Gazze’ye yönelik başlatmış olduğu kural tanımayan ve felakete doğru sürüklenen saldırılarını kınayarak "Dualarımız ve desteklerimiz, dün olduğu gibi bugün de Filistinli kardeşlerimizin yanındadır.’ mesajı verdi.
BUGÜN YAŞANAN OLAYLARIN TEK SORUMLUSU İSRAİL’DİR.
İşgalci İsrail ordusunun, aralarında bebek ve çocukların da olduğu çok sayıda masumun yaşam hakkına vahşice son verdiğini kaydeden Başkan Koçak, "Filistinli kardeşlerimizin asırlardır yaşadığı topraklara el konulmasını hedefleyen bu alçak saldırılar insan haklarına, evrensel hukuk normlarına ve ahlaki değerlere aykırıdır. Bölgede barışın hakim olması, İsrail'in katliamlara son vermesine ve Gazze'ye yardımların ulaşmasına bağlıdır.
Başta Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi olmak üzere, tüm uluslararası toplum daha fazla insiyatif almalıdır. Başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız Filistin Devleti’nin tanınması ve bölgede egemen olması yaklaşık 1 asırdır devam eden zulmü sona erdirecek tek çözümdür.
Gazze'ye sağlanan gıda, enerji ve insani yardımların kesilmesi, sivil yerleşimlerin hedef gözetilmeksizin vurulması uluslararası hukukun açık ve ağır bir ihlalidir. Temiz su, elektrik ve gıdaya ulaşamayan, yaralıların tedavi edilemediği, bağımsız basın ve hastanelerin bombalandığı bir anlayış tarihte eşi benzeri olmayan bir vahşettir.
DUALARIMIZ FİLİSTİN’Lİ KARDEŞLERİMİZ İÇİN
Mevla Ayeti Kerimede ‘'Bir insanı öldüren bütün insanlığı öldürmüş gibidir'’ buyurmaktadır. İsrail’in anne karnındaki bebekler dahil binlerce masumu katletmesi, insanlığı tamamen yok etmek kadar büyük bir cürümdür. Dünyanın en büyük açık cezaevi olan Gazze’de masum ve mazlumların yıllardır çekmiş olduğu bu eziyete artık bir son verilmelidir. Müslümanların ilk kıblesi, miracın ilk durağı, Hazreti Ömer’in emaneti Mescid-i Aksa ve çevresinin huzurun hüküm sürdüğü bir coğrafya haline gelmesi tüm Mü’min gönüllerin duasıdır. Selahaddin Eyyûbi gibi ‘Kudüs esir iken ben nasıl gülerim?’ anlayışıyla, Kudüs’ün zincirlerinin kırılacağı güne kadar gözümüz ve gönlümüz hakiki manada gülmeyecektir.