'Kadının Ruhu'nda duygular tuvallere yansıdı
9549,89%1,94
34,54% 0,18
36,00% -0,62
3005,99% 1,50
5006,70% 1,01
Ressam Selda Gaspak Güney, duyguları bir görsel anlatım aracı olarak kullanarak tablolarında kadın ruhunu işledi. Güney, ayrıca günümüz sanat anlayışı ile ilgili de önemli değerlendirmelerde bulundu.
Duygu TAŞKIRAN - M. Taha ÇELİKBAŞ - Herkes Duysun / BURSA (İGFA) - Ressam Selda Gaspak Güney, ‘Kadının Ruhu’ adlı bir resim sergisi açarak, farklı ırklardan kadın yüzleri kullanıp duyguları tablolarına yansıttı.
Üzüntü, mutluluk, öfkeve kibir gibi farklı duyguların işlendiği tablolar gözleri ve ruhu doldururken Güney, günümüz sanat anlayışının hangi çizgide olduğuna ilişkin de değerlendirmeler ve aktarımlar yaptı.
“KARMAŞIK DUYGULAR BİR ARAYA TOPLANDI”
“Kadının Ruhu” adlı resim sergisinde eserleri hakkında konuşan Selda Gaspak Güney, “Bu sergiye asıl başlangıç amacım her insanın farklı duyguları içinde barındırmasıdır. Bu tabloların her biri, tek bir şekilde beni ifade ediyor. Beni ifade ederken de yine her duyguyu içinde barındırıyor. Kargaşayı, üzüntüyü, kibri, hüznü ve mutluluğu; yani aslında karmaşık duyguları bir arada toplayan bir sergi oldu bu” dedi.
Tablolarda farklı ırklardan farklı bakış açılarına sahip birçok kadının olduğunu belirten Güney, "Öncelikle Anadolu kadınımızın sert ve güçlü bir kadın olduğunu düşünüyorum. Tablolarda farklı ırklar olmasının sebebi ise her bir kökenin bakışlarına ve odaklanma noktalarına önem vermem. Örneğin kibri tarif ederken tablodaki kadının o küçümseyici bakışı, gizemi tarif ederken yine kadının yüzündeki o derin odaklanma, tüm bu farklı ırkların ve duyguların bile bizim Türk kadınımızı ifade ettiğini düşünüyorum" dedi.
Günümüzde sanat çizgisinin nasıl seyrettiği ve nereye doğru evrildiği hakkında da değerlendirmeler yapan Güney, resim yaparken, hissetmenin de önemli olduğuna vurgu yaptı.
Selda Gaspak Güney, "Eski ressamlar bitkisel bazlı boyalar kullanıyordu. Bu boyaların dokusu, kokusu hatta tadı bile olduğu söylenir. Günümüzde kimyasal maddeler içeren boyalar kullanıldığından, bu durumu ne yazık ki çocuklarımıza da 'ellerini yüzüne götürme', 'üstünü batırma' gibi ifadelerle aksettiriyoruz." dedi.